Grand Cello Boğazdan sonra Göktürk'te hizmetinizdedir.
Medya ve sanat çevrelerinde oldukça popüler olan Grand Cello balık lokantası, Kuruçeşme'de başlayıp Yeniköy'de son bulan 'İstanbul Boğazı' macerasına, şimdilerde Taksim'de, Boğaz'a tepeden bakarak devam ediyor... Grand Cello'nun müdavimlerini çeken ise balıkları ve mezelerini elleriyle hazırlayan ve sürekli yeni yemekler icat eden patronu Celil Cengiz (49). Celil Cengiz, "17 yaşımda Sivas'taki köyden kaçtım geldim İstanbul'a," diyor. Yani yüzlerce gencin hikâyesine benzer bir şekilde başlıyor Cengiz'in İstanbul hikâyesi. Ama onunki başarıyla sürenlerden... İstanbul'a gelir gelmez Yeniköy'de, Yalı adlı restoran da çalışmaya başlıyor, Karakaş diye Rum bir ustanın yanında.
Üç yıl bulaşıkhanede çalışıyor, sonra mutfağa çırak olarak giriyor. Dört yıl sonra "Bu mutfakta pişti, dışarı atalım artık," dediklerinde salona geçeceği için seviniyor ama kendisini tuvaletlerde buluyor. Oradan ekmek kızartılan ve buzda tereyağı hazırlanan 'salamandıra'ya geçiyor. Derken içkilerin hazırlandığı 'servis bar' günleri başlıyor. Nihayetinde de komi olabiliyor. Cengiz, "Komi deyip geçmeyin, çok büyük başarıydı benim için. Şimdi önüne gelen garson oluyor, ben anlamıyorum," diyor. Bu sırada Karakaş Usta, onun özel bir delikanlı olduğunu fark ediyor.
Cengiz, "Karakaş beni hiç bırakmazdı. İzin günlerimde onlarda kalırdım. Karısına 'anne' derdim. Beni çok severlerdi. Nikolaki anne, bütün çamaşırlarımı yıkar ütüler verirdi. Karakaş bir gün bana; 'Bak kuzum sen ileride çok mühim bir adam olacaksın. Her şeyi öğrendin,' dedi," sözleriyle anlatıyor ustasıyla ilişkisini.
Fasıl : UDİ Hamdi Demir ve Kadrosu
Hafta İçi 45'lik taşplaklarla
Grand Cello nostaljisi yaşayın...